Skip to main content

Enstalasyon, heykel, video, fotoğraf ve tuval serileri gibi farklı mecralarla sanat çalışmalarını sürdüren Antonio Cosentino’nun yeni üretimlerinden oluşan “Öğleden Sonra” adlı sergisi, 25 Mayıs’ta İMALAT-HANE’de açılıyor.

Sanatçı, bir üçleme olarak görülebilecek “cigara viski kolileri denizlerde, ferâre sevgilim” (2016), “Yaz Güzel Bir Gündü” (2018) ve “JPEG Takımadaları” (2020) adlı kişisel sergilerinin ardından “Öğleden Sonra” ile yeni bir panorama sunuyor. Cosentino’nun “kent” kavramı etrafında şekillenen sanatsal pratiği, sanatçının eserlerini bir nevi görsel şehir envanterine dönüştürüyor. Sanatçı, sokak manzaralarının rastlantısal günlüğünü tutan bir kent gezgini gibi, çalışma sürecinde de sergisini bir maceraya dönüştüren çağrışımlara ve anlık etkilere izin veren açık bir yol izliyor.

Sanatçı, sergilerindeki görsel anlatıya eşlik eden hikâye yazma geleneğini bu sergisinde de sürdürüyor. Cosentino, “Öğleden Sonra”ya özel olarak yazdığı bu metinde çalışma pratiğini şu şekilde anlatıyor:

“Önemli bulduğum hafıza parçacıklarını, temaları, iç içe geçtiğim nesneleri, kişileri, üsluplar arası, anti sistematik bir sezi ile bir arada tutmaya çalışıyorum. İşlerle aramda kurup tasarlamış olduğum ve anlamına inandığım duyusal bir bağ olmalı. Bazen melodram denebilecek sahneler, alegoriler, odaklandığım nesneler, durumlar üzerine bir sezi ile yaklaşırım, ne tür anlamların oluştuğunu iş meydana geldikten sonra düşünürüm. Öngörülemezlik, belirsizlik temel çıkış noktam. Sergi oluşurken bir lahzada oluşan durumlar arzu ettiğim düzeneğe iyi geliyorlar, daha doğrusu tek ve büyük hayalim öngöremediğim durumların ışıması, izleyici her zaman ışıyan durumu dikkatlice fark ediyor. Işıyan yapıt kendi hikâyesini ve gerçekliğini oluşturuyor.”