Skip to main content

Oyun oynamayı gerçeklikten bir kaçış ya da uzaklaşma yerine gerçekliğin ta kendisinde eyleme şeklinde anlayabilir miyiz? Sunumda bu soruya yanıt ararken “oyun” ve “gerçeklik” kavramları üzerine yeniden düşüneceğiz. Çıkış noktamızı Plato’nun Yasalar adlı kitabında yaptığı, oyun oynamanın bir ölüm-kalım meselesi olan savaşlardan bile daha ciddi birşey olduğu ve doğru yaşamın oyunlar oynanarak geçirilen bir yaşam olduğu şeklindeki şaşırtıcı iddiasindan alacağız. Plato’nun tezini anlamlandırmak için oyunun tarihselliği sorusunu açacak ve Huizinga ile Caillois’nin alternatif oyun tarihi anlatılarından faydalanarak oyunun rituel pratiklerden başlayip günümüze doğru geçirdiği evrimi inceleyeceğiz. Son olarak da buradan oyun kavramı hakkında öğrendiklerimizi çeşitli filmler ve sanat eserleri üzerinden işleyip hayatımızın bütününe dair bir “oyun etiği” geliştirmenin imkanlarını araştıracağız.

 

Umur Başdaş

Koç Üniversitesi’nde öğretim üyeliği yapmakta olan Umur Başdaş, Alman Lisesi ve Boğaziçi Üniversitesi’nden mezun olduktan sonra Yale Üniversitesi’nde siyaset felsefesi alanında doktorasını tamamladı. Doktora tezinde Eleştirel Teori geleneğindeki “doğa” kavramının evrimini inceledi ve Habermas’ın doğayı dilsiz bir nesneye indirgemesini Kant, Hegel, Fichte ve Adorno’nun estetik okumaları üzerinden eleştirdi. Daha sonraki çalışmalarında Kant’ta güzellik ve varlık, Hegel’de ise mantık ve bilinç arasındaki ilişkiye odaklandı. Bugünlerde estetik ve ontoloji arasindaki bağ üzerine düşünmeye devam ediyor.

Oyun ve Gerçeklik