Skip to main content

Ali Kazma’nın zaman ve zaman içinde oluşan ritimlerin ve bu ritimlerin içinden çıkan videolarının oluşturduğu yeni kişisel sergisi “Zaman Zaman”, 14 Mayıs Cumartesi günü, saat 17:00’da İMALAT-HANE’de açılıyor. İnsanın dünyayı algılama, şekil verme, değiştirme ve yeniden yaratma yöntem ve imkânları üzerine eğilen sanatçı, zamanın farklı bölünmüşlüklerine, mekân ile kurduğu diyaloğa, tanım, kişilik, kimlik olarak ifadesine alternatif perspektiflerden yaklaşıyor. Kazma’nın uzun zamandır pratiğini şekillendiren zaman ve üretim, zaman ve değişim ve zamanın mekâna yansıyan izleri ile hafıza arasındaki ilişkiler bu sergide de sıklıkla karşımıza çıkıyor. Sanatçının ilk kez aynı mekân içinde birleşen 8 çalışmasıyla, çok ekranlı ve büyük boyutlu sergileme biçimiyle karşılaşacağımız seçki, işlerin kendi içindeki etkileşimi, ilişkisi ve kuracağı alternatif diyaloglarla adeta büyük boyutlu bir enstalasyonun parçalarını oluşturuyor.

“Ali Kazma’nın çoğu zaman birikerek birer seriye dönüşen videoları, belgesel görüntüden uzakta bir yerde konumlanırlar. Sanatçı videolarını sinematografik görüntüdeki kadar açık ve tahmin edilebilir bir akış içinde düzenlemez. Bu durumun Kazma’nın videolarını oluşturan ve her saniyeye yirmi beş kare olarak dizilen fotoğrafları için de geçerli olduğu düşünülebilir. Bu fotoğraf kareleri hikâyelerle birbirine bağlanmaz ve her biri resme yönelik bir eğilim barındırır. Hem hareketli görüntülerde hem de statik imajlarda sanatçının fotoğraf karesi üzerine düşünürken seçtiği yol ağırlıklı olarak resimseldir. Bu yaklaşım Kazma’nın imgelerini her bir videonun kendi akışı içinde şekillenen formların içinde tutar. Sanatçı bu formları hem çekim aşamasında hem de kurgu esnasında oluşturur ve diğer olası formların arasından ayırarak seçer. Ali Kazma’nın fotoğraflarında ve videolarında formların sıralanışı bir süreci baştan sona göstermektense işaret ettiği şeylerin kendiliğiyle ilgilenir. Sanatçının İMALAT-HANE’de sunduğu videolarda ısı, hız ve ışık, bir hikâyenin veya belgesel bir anlatının parçası haline gelmeden yalnızca kendi ritimleri ve oluş halleriyle gözler önüne serilirler.”

— İbrahim Cansızoğlu’nun sergi metninden alıntı

Fotoğraflar: Cem Akça